Kizilderililer - Indianer - Indian - Indio






Amerika'nin Kizilderilileri!

Denizli’de yapilan “Yedinci Türk Dünyasi Dostluk Kardeslik ve Isbirligi Kurultayi”na
katilan Onayda Kizilderili kabilesi reisi ve Amerika Yerlileri Sosyal Isler Daire
Baskani M. Franklin Keel’in konusmasi kurultaya katilan delegeler
üzerinde büyük bir etki yaratti. Kizilderililer hakkinda genis bilgi veren Keel,
Kizilderililerin (atalarinin) Baykal Gölü- Yenisey-Tuva bölgelerinden Amerika kitasina,
Alaska üzerinden göç ettiklerinifade etti.

Kizilderililer ile Türklerin DNA testlerinin ayni oldugunu ve ayrica Kizilderili genlerinin
Türklerin genleriyle benzestigini belirtti. Amerika’da diger bir Türk nüfusu da
Kamçatka Yarimadasi’ndan Alaska’ya göçen Saka Türkleridir. M.Ö. 1500 yillarinda
Göktürk alfabesi ile yazilmis Saka Beyinin hikâyesini anlatan tas tablet,
bu göçü kanitlamaktadir. Fransiz dil bilimcisi Dumesnil ise, Kizilderili dilinde 320 kadar
Türkçe kelime tespit etmistir. Çin kayitlarinda da Türkler, kizil saçli, bronz tenli ve mavi gözlü
olarak anlatilmaktadir.

Kizilderililerin dini inanci da Orta Asya’da inanilan Saman dininin bir uzantisidir.
Bu din; insani doganin bir parçasi olarak kabul eder ve evrenin tümünün büyük ve
tek bir ruh tarafindan yönetildigine inanirdi. Büyük önder Atatürk de, Amerika’da yasayan
Maya uygarligina ilgi duymus ve Türk bilim adamlarina bu konu üzerinde arastirma
yapmalari için talimat vermistir. Nedense biz Türkler, her zaman Kizilderililere karsi
bir sempati duymusuzdur. Çünkü onlarin karakter ve yasama bakislari bizim karakterimize uygundur.
Zaten Büyük Mevlana’nin tasavvuf düsüncesi de Kizilderililerin dünya ve din anlayisina
yakin bir görüstür.

Simdi bu felsefeyi daha iyi anlamak için, Kizilderili sef Seattle’in, beyaz göçmenleri
yerlestirmek üzere kendilerinden toprak isteyen A.B.D. Baskanina 1854 yilinda yazmis
oldugu mektuba bir göz atalim. Mektubun asli Amerika, Seattle, Squamish Müzesinde
korunmaktadir. Bu mektup, Insan ve doga diyalektigini en güzel biçimde dile getiren
metinlerden biri olarak günümüzde çok daha fazla bir deger tasimaktadir.





SEF SEATTLE'IN MEKTUBU

Yüzyillardir halkimin üzerine merhamet gözyaslari döken su sonsuz gökyüzü bir
gün degisebilir. Bugün açik gözüken gökyüzü yarin bulutlarla kaplanabilir.
Sözlerim, asla yer degistirmeyen yildizlar gibidir.

Sef Seattle her ne söylerse, Washington'daki büyük Sef ona, günesin ya da mevsimlerin
dönüsüne inandigi ölçüde inanabilir.

Washington'daki büyük Sef bize dostluk ve iyilik dilekleriyle birlikte
bizden topraklarimizi satin almak istedigini bildirmis. Onun, bizim arkadasligimiza
çok fazla ihtiyaci olmadigini biliyoruz.

Merak ediyoruz ki; gökyüzünü ve topragin sicakligini nasil satin alabilir ya da
satabilirsiniz?

Washington'daki büyük Sef bize dostluk ve iyilik dilekleriyle birlikte
bizden topraklarimizi satin almak istedigini bildirmis. Onun, bizim arkadasligimiza
çok fazla ihtiyaci olmadigini biliyoruz.

Merak ediyoruz ki; gökyüzünü ve topragin sicakligini nasil satin alabilir
ya da satabilirsiniz?

Bu topraklarin her parçasi halkim için kutsaldir. Çam agaçlarinin parildayan igneleri, vizildayan böcekler, beyaz kumsalli sahiller, karanlik ormanlar ve sabahlari çayirlari örten bugu; halkimin anilarinin ve geçirdigi yüzlerce yillik deneylerin bir parçasidir.

Ormandaki agaçlarin damarlarinda dolasan su, atalarimizin anilarini tasir;
biz buna inaniriz.

Beyazlar için durum böyle degildir. Bir beyaz, öldükten sonra yildizlar
alemine göç ettigi zaman, dogdugu topraklari unutur.

Bizim ölülerimiz ise bu topraklari unutmaz. Çünkü Kizilderili,
gerçek anasinin toprak olduguna inanir. Washington'daki Büyük Beyaz Reis
bizden toprak almak istedigini yaziyor.

Bu bizim için büyük bir fedakarlik olur. Büyük Beyaz Reis, bize rahat yasayacagimiz
bir yerin ayrilacagini, bize babalik edecegini, biz Kizilderililerin ise
onun çocuklari olacagimizi söylüyor.

Bu önerinizi düsünecegiz. Ama yine de bunun kolay olmayacagini itiraf ederim.
Çünkü bu topraklar bizim için kutsaldir. Nehirlerin ve irmaklarin suyu,

bizim için sadece akip giden su degildir, atalarimizin kanidir ayni zamanda.
Bu topraklari size satarsak, bu sularin ve topraklarin kutsal oldugunu
çocuklariniza ögretmeniz gerekecek. Biz nehirleri ve irmaklari kardesimiz gibi severiz.


Siz de ayni sevgiyi gösterebilecek misiniz kardeslerimize? Biliyorum,
beyaz adam bizim gibi düsünmez. Beyazlar için bir parça topragin digerinden farki yoktur.

Beyaz adam topraktan istedigini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder.
Çünkü toprak beyaz adamin dostu degil, düsmanidir.

Beyaz adam topraktan istedigini alinca baska serüvenlere atilir.
Beyaz adam annesi olan topraga ve kardesi olan gökyüzüne, alip satilacak, islenecek, yagmalanacak bir sey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasidir ki, topraklari çöllestirecek ve
her seyi yiyip bitirecektir.

Beyaz adamin kurdugu kentleri de anlayamayiz biz Kizilderililer.
Bu kentlerde huzur ve baris yoktur. Beyaz adamin kurdugu kentlerde,
bir çiçegin taç yapraklarinin açarken çikardigi tatli sesler, bir
kelebegin kanat çirpislari duyulmaz. Belki bir vahsi oldugum için
anlayamiyorum ama, benim ve halkim için önemli olan seyler oldukça baska.

Insan bir su birikintisinin etrafina toplanmis kurbagalarin, agaçlardaki
kuslarin ve doganin seslerini duymadikça, yasamin ne degeri olur?

Belki bir vahsi oldugum için anlayamiyorum ama, benim ve halkim için
önemli olan seyler oldukça baska.

Bir Kizilderiliyim ve anlamiyorum. Biz Kizilderililer, bir su birikintisinin
yüzünü yalayan rüzgarin sesini ve kokusunu severiz.

Çam ormaninin kokusunu tasiyan ve yagmurlarla yikanip temizlenmis m
eltemleri severiz. Hava önemlidir bizim için.

Agaçlar, hayvanlar ve insanlar ayni havayi koklar.

Beyaz adam için bunun da önemi yoktur. Ancak size bu topraklari satacak olursak,
havanin temizligine önem vermeyi de ögrenmeniz gerekir.

Çocuklariniza havanin kutsal oldugunu ögretmeniz gerekir.

Hem nasil kutsal olmasin ki hava? Atalarimiz dogduklari gün ilk nefeslerini
onun sayesinde almislardir.

Ölmeden önce son nefeslerini de gene bu havadan almazlar mi?

Toprak satmamiz için yaptiginiz öneriyi inceleyecegiz. Eger önerinizi
kabul edecek olursak, bizim de bir kosulumuz var.

Beyaz adam bu topraklar üzerinde yasayan bütün canlilara saygi göstersin.

Ben bir vahsiyim ve baska türlü düsünemiyorum. Yaylalarda cesetleri kokan
binlerce buffalo gördüm. Beyaz adam trenle geçerken vurup öldürüyor
bu hayvanlari sadece eglenmek için. Dumanlar püskürten bu demir atin
bir buffalodan daha degerli olduguna aklim ermiyor.

Biz sadece yasayabilmek için avlardik buffalolari. Bütün hayvanlari öldürecek olursaniz
nasil yasayabilirsiniz?

Canlilarin yok edildigi bir dünyada insan ruhu yalnizlik duygusundan
ölür gibi geliyor bize.

Unutmayin, bugün diger canlilarin basina gelen yarin insanin basina gelir.
Çünkü bütün hepsinin arasinda bir bag vardir.

Su gerçegi iyi biliyoruz: Toprak insana degil, insan topraga aittir.
Ve bu dünyadaki her sey, bir ailenin fertlerini birbirine baglayan kan gibi,
ortaktir ve birbirine baglidir. Bu nedenle de dünyanin basina gelen her felaket
insanoglunun da basina gelmis sayilir.

Bildigimiz bir gerçek daha var: Sizin Tanriniz bizimkinden baska bir Tanri degil.
Ayni Tanrinin yaratiklariyiz.

Beyaz adam bir gün bu gerçegi de anlayacak ve kardes oldugumuzu fark edecektir.

Siz Tanrinizin baska oldugunu düsünmekte serbestsiniz. Ama hepimizi yaratan Tanri için
Kizilderili ile beyazin farki yoktur.

Ve Kizilderililer gibi Tanri da topraga deger verir. Bu topraga saygisizlik,
Tanrinin kendisine saygisizliktir. Beyaz adami bu topraklara getiren ve
Kizilderili’yi boyunduruk altina alma gücünü veren Tanrinin adaletini anlayamiyoruz.

Tipki buffalolarin öldürülüsü, ormanlarin yakilisi, topragin kirletilisini
anlamadigimiz gibi.
Bir gün bakacaksiniz gökteki kartallar, daglari örten ormanlar yok olmus,
yabani atlar ehlilestirilmis ve her yer insanoglunun kokusuyla dolmus.

Iste o gün insanoglu için yasamin sonu ve varligini devam ettirebilme
mücadelesinin baslangici olacak. Gündüz ve gece bir arada olamaz.

Kizilderililer her zaman beyazlardan tipki sabah sislerinin günesten
kaçtigi gibi kaçmislardir. Bütün bunlara ragmen, teklifinizi tartisacagiz.
Ve umuyorum ki, halkim bunu kabul edecek ve Büyük Beyaz Sefin vaat ettigi üzere
beraber baris içinde yasayacagiz.

Böylece Ay birkaç kez daha dogacak, bir kaç kis daha geçecek.
u genis topraklara yerlesmis ve mutluluk içinde yasamis olan neslimiz,
daha önce bizden daha güçlü ve daha umut dolu yasamis insanlarimizin
mezarlari basinda yas tutacaklar.

Ama, niye insanlarimin kaderi için yas tutayim ki? Tipki deniz dalgalari gibi
kabileler kabileleri, uluslar uluslari takip ediyor.

Bu doganin düzenidir ve teessüf gerekmez. Yok olusumuz çok uzak olabilir ama
kesinlikle bir gün gerçeklesecek; Son Kizilderili yok olup,
kabilemin hatiralari beyazlar için bir tarih oldugunda, bu kiyilar
kabilemin görünmez cesetleriyle kaynasacak. Çocuklarinizin çocuklari
kendilerini bir dükkanda, bir yolda, bos bir yerde yalniz olarak düsündügünde
aslinda yalniz olmayacaklar.

Dünyanin hiçbir yerinde tamamen issiz bir yer yoktur. Geceleri, sehir ve
kasabalarinizin caddeleri  bosalmis gibi görünse de, aslinda, bir zamanlar
oralarda yasamis ve bu güzel topraklari gerçekten seven ruhlarla dolu olacaktir.
Beyaz adam asla yalniz kalamayacaktir.

Beyaz adamin, benim insanlarima saygi göstermesini saglamalisiniz, çünkü; ölüler güçsüz degildir.

Ölüm mü dedim? Ölüm diye bir sey yoktur ki, sadece dünya degistirir insan.

Sef Seattle, 1854






Sef Seattle; “ Ayni Tanrinin çocuklariyiz. Dogadaki canli ve cansiz her seyle
kardesiz.” diyor. Bir baska konusmasinda da “ Siz topraklarimizin derisini
yüzüyorsunuz” demistir.

Halkinin zulüm görecegini ve yok edilecegini önceden görmüstür. 50.000.000’nun
üzerinde Kizilderili soykirima ugratildiktan sonra, bugün Amerika’da
agir sartlar altinda yasayan tüm Kizilderililerin toplam sayisi
yaklasik 2.500.000 kisidir.

Bartolomè de Las Casas tarafindan 1542'de Ispanya Prensi II. Philip'e
ithaf edilerek yazilan Kizilderili Katliami, Amerika kitasinin nasil
ele geçirildigini eski dünyanin gözlerinin önüne sermis ve birçok dile
tercüme edilmis çarpici bir tarihi eserdir;

“ Sirf eglence olsun diye, kadin erkek demeden yerli halkin ellerini,
burunlarini ve kulaklarini kesip kopardiklarini ve bunun bölgenin
degisik yerlerinde defalarca tekrarladigini kendi gözlerimle gördüm.
Bazen de insanlarin üzerine köpek saldiklarina, yerlilerin bu sekilde
paramparça edildigine, çok sayida evi ve yerlesim merkezini yaktiklarina sahit oldum.
Memeden kesilmemis bebekleri annelerinin gögsünden alarak onlari en uzaga
firlatma konusunda birbirleriyle yaristilar..."

Sef Seattle, o günden bu güne dünya görüsü degismeyen A.B.D.’nin politikalarinin
öyle veya böyle eninde sonunda iflas edecegini de öngörmüstür.




'Biz Bu Dünyayi Çocuklarimizdan Ödünç Aldik.'

Güzel bir PowerPoint

>>>>>> Kizilderililer üzerine sunum

(Bitirmek icin Esc tusunu tiklayabilirsiniz)