Mittwoch, 20. Oktober 2010

Eskiden



ESKİDEN ...
Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.

Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu.

Komşuda pişen
Bize,
Bizde pişen komşuya düşerdi.

Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.

Turşu, salça, mantı
Evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.

Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.



Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.

Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.

Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Defterlere kenar süsü yapılırdı.

Hayat,
Arkası yarın gibiydi,

ŞİMDİ ...
Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına...

Can Dündar

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen