Sonntag, 24. Oktober 2010


Sizin şehirlerinizin görünüşü Kızılderilinin gözlerine acı veriyor. Tabii diyeceksiniz ki, Kızılderili vahşidir, anlamaz. Sizin şehirlerinizde sessiz, sakin bir yer yok. İlkbahar yapraklarının hışırtısını, böcek kanatlarının çıtırtısını dinleyecek yer yok. Sadece kulakları rahatsız eden takırtılar var. Tabii ben ilkel bir adamım, medeniyetten anlamıyorum. Kızılderili, gölün üzerinden kopup gelen rüzgarın yumuşak sesini dinlemeyi, gün ortası yağmurun temizlediği, çam kokularına bulanmış o rüzgarı içine çekmeyi tercih eder. Hava kızılderili için çok kıymetlidir. Herşey, hayvanlar, bitkiler ve insanlar aynı havayı paylaşır. Hani öleli günler olmuş cesetler vardır ya kokusuyla başbaşa uzanır. Sizin şehirlerinizdeki insanlar da tıpkı öyle. Kötü kokulara alışmış, uyuşmuş vaziyette.

Şef Seattle - Suqwamish - Duwamish Kabilesi

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen